Salı, Kasım 16, 2004

İngilizce dersi

Kafeteryanın bir yığın metalik sesle durmadan şıkırdayan ortamında, insanın karnını doyururken kafasını bu dayanılması zor gürültüler ile fena halde yoran bir öğle yemeğinden daha çıkmışım, dışarısı sessiz, hava pırıl pırıl , büyük alle’den Mimarlık anfisine doğru boş adımlarla yürüyorum. Yine o hiç sevmediğim İngilizce dersinde, bir türlü sempati duyamadığım kadının yönetiminde, hiç de tadına varamadığım “ Death of a Salesman “ den bir bölüm daha okunacak, konuşulacak, tartışılacak. Tanımadığımız bir ülkenin, tanımadık ekonomik ilişkilerde yaşayan, tanımadık adamlarından birinin, bizim hiç bilmediğimiz bir işte önce başarılı olup, sonra işi başaramaz hale gelmesinin hikayesi. O, tanımadık ülkedeki tanımadık ekonomik ilişkilerin yarattığı bir adam, ben az gelişmiş bir ülkenin ODTÜ’de okuma şansını yakalamış çocuğu. Bana bu derste dili mi öğretiyorlar, yoksa o sistemde nasıl başarılı olunacağını mı, sorularının ikilemindeyim. Bu dersi başka bir kitabı okuyarak yaşamak belki de çok daha iyi gelirdi bana, hatta çok daha başarılı bile olabilirdim o zaman, ama bu kitap seçilmiş işte. Kapağını bile açarken içim sıkılıyor, hiç sevemiyorum bu kitabı, Müthiş bir şekilde Amerika, emperyalizm ve gelişmiş sanayi toplumu kokuyor kitap. Biz burada daha işçilerin sigortalanması, grev hakkı, SÖKE ‘deki topraksız ve aç köylülerin derdindeyiz. Kafam karmakarışık işte.

Ders S binasında, ayaklarım bir türlü S binasına girmiyor, biraz geçiyorum aşağıya doğru, Mimarlık anfisinin önündeyim şimdi, geri dönmem gerek derse girmek için. Bir su içmeye gidiyorum anfinin önündeki şadırvandan, suyu içiyorum, sonra biraz duralıyorum anfinin önünde ve geri döneceğime arkadın altından yavaşça mimarlığa girip, alt katta kantinin loşluğunda çay içen, satranç ve briç oynayanların arasına karışıyorum. Masalardan birindeki oyunu da seyretmeye başladım bu arada.

O öğleden sonra da briç seyrederek ve oynayarak geçecek.



Doğan Bermek
16.Kasım 2004

Notlar : O yıllarda (1965-66) ODTÜ’nün etkinlik merkezi Mimarlık fakültesi idi. Rektörlük binası henüz yoktu, Mimarlığın altı kantin, bugünkü dekanlık girişi ODTÜ rektörlüğü, anfinin yanındaki, şadırvanın karşısındaki küçük bina da öğrenci işleri idi, Kantinde her zaman satranç ve briç oynanabilirdi. Kafeterya da daha yeni açılmıştı.